HATAY’IN TARİHİ
Antakya M.Ö 307 tarihinde Büyük İskender’in komutanlarından Seleukos tarafından kurulmuştur. Büyük iskender’in komutanlarından Antigonus ve Seleucus Mezopotamya bölgesinin yönetimi için savaşır ve zafer seleucus’un olur. Seleucus Zeus’tan kendisine yol göstermesini ister ve bir kurban keser. Kurbanını etini kapan bir kartal Silpius dağının eteği ile Asi nehrinin arasına konar. Seleucus bunu Zeus’un bir işareti olarak sayar ve şehri buraya kurdurur.ve kurduğu şehre babası Antiocheia’nın adını verir.
M.Ö 64 yılında Roma hakimiyetine giren şehir Roma ve İskenderiye’den sonra Roma imparatorluğunun 3. büyük şehri haline gelir. Bu tarihte şehrin nüfusunun yarım milyondan fazla olduğu ve Roma’dan biraz küçük olduğu anlatılmaktadır.
M.S. 1. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkan Hıristiyanlık, Kudüs dışında ilk defa Antakya’da yayıldı. Hz. İsa’ya inananlara ilk defa Antakya’da Hıristiyan adı verildi. St. Pierre, bulduğu mağarayı Kilise olarak kullandı (İlk Kilise). Bu dönemde Antakya maddi ve kültürel yönden zengin bir şehir idi. Bir çok sanat yapıtları, anıtlar, mabetler, tiyatro, hipodrom, agora, hamamlar, geniş ve muntazam caddeler bulunuyordu. Zenginlerin evlerinin zeminlerini mozaikler süslüyordu. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölündü.
Doğu Roma (Bizans) sınırları içinde kalan Antakya, 638 de İslam ordusu tarafından fethedildi ve sırasıyla Emeviler, Abbasiler, Tolunoğulları ve İhşitlerin egemenliğine girdi. 969 yılında tekrar Bizans’a teslim olan Antakya’nın bu dönemde Haçlı Prenslikleri ile İslam Beylikleri arasında gidip geldiğini görmekteyiz. Memlüklerin 1268 deki gelişleri ile 171 yıl süren Antakya Haçlı Prensliği sona erdi. Bu tarihten sonra bölgeye Türkmenlerin yerleştiği görüldü. 1516 da Yavuz Sultan Selim’in Haleb’e girmesiyle Antakya’da Osmanlı hakimiyetine girdi.
1832 de Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşanın oğlu İbrahim Paşa Suriye’yi fethetti. 1839 da Osmanlılar Haleb’e kadar geri aldılar. Tanzimat’ın ilanı ile Antakya ve çevresinin idari yapısında değişiklik ve yeni düzenlemeler yapıldı. 30.Ekim.1918 de Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandıysa da İhtilaf Devletleri antlaşma hükümlerine aykırı olarak Antakya ve havalisini işgal ettiler. Bu işgale silahla karşılık veren halkla ilk silahlı çatışma Dörtyol’da gerçekleşti. Milli mücadelenin ilk kurşunu da 19.Aralık.1918 de Dörtyol’da atıldı. Bundan sonra Antakya, Altınözü ve Yayladağı çevresinde kurulan çeteler, işgalcilerle çatışmaya başladı. Bu sırada yöre Fransızların işgali altında idi. Türk Ordusu da Batıda Yunanlılarla savaşmaktaydı. Devlet ve millet yıpranmış, ordu zayıflamıştı. Bu nedenle Fransızlarla anlaşma yoluna gidildi, savaş sona erdirildi. Yapılan antlaşmada Hatay Suriye sınırları içinde, Fransızların elinde kaldı, ancak Türkler özel bir idare altında kültürel haklara sahip olacaklardı. Ordu güçlendiğinde bu yöreyi tekrar alacağına dair inancıyla bu antlaşmayı kabul eden Mustafa Kemal Paşa, 15.Mart.1923 de Adana’ya geldiğinde “Bizi kurtar Paşam.” Diyen Antakyalılara “Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde esir kalamaz” bu inancını ve kurtuluş vaadini tekrarladı. Bu dönemde Fransızlarla, konuyla ilgili çeşitli anlaşmalar imzalandıysa da, Suriyeliler de Hatay’ın kendilerine bağlanması için çalışıyorlardı. Nitekim, Fransa Ankara Antlaşması’na aykırı olarak İskenderun’u Suriye’ye devredince Atatürk bu yöreye “HATAY” adını vererek Milletler Cemiyeti’ne götürdü.“Hatay meselesi benim şahsi davamdır” diyen Atatürk’ün çabaları sonunda Türk heyetleri ile Fransızlar arasında imzalanan antlaşma uyarınca 5.Temmuz.1938 de 2500 Türk 2500 Fransız askeri Hatay’a girerek bu yöredeki seçimlerin yapılması sağlandı. Hatay Devleti kuruldu. Hatay Devleti hızla teşkilatlandı. Türkiye ile bağlarını güçlendirdi. 2. Dünya Savaşının belirtileri ile birlikte Türkiye, Fransa’ya Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını teklif etti. Uzun görüşmelerden sonra 29.Haziran.1939 da Hatay Millet Meclisi son toplantısını yaparak kendini feshetti, Türkiye Cumhuriyeti’ne katılma kararı aldı. 23 Temmuz 1939 da Antakya’da Kışlaya Türk Bayrağı çekildi, devir teslim töreni yapıldı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 67. Vilayeti olarak Hatay Vilayeti Türkiye’ye katıldı.