HARBİYE ŞELALELERİ

Hatayın çağlayanlar bölgesi olan Harbiye, 8 kmlik bir yolla Antakyaya bağlanır. Şelaleleri ve temiz havası ile ünlü olup, yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği bir mesire yeridir. Platonun güneyinden fışkıran kaynaklar, şelaleler meydana getirdikten sonra Asi nehrine karışırlar.

Bu şelalelerin Antik çağdaki isimleri Kastalia, Pallas ve Saramannadır. Harbiyede yapılan arkeolojik araştırmalardan ve elde edilen buluntulardan, bu bölgenin M.Ö. 4500–3000 tarihlerinden itibaren yerleşim yeri olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Hellenistik ve Roma döneminde büyük zengin halk kesimi, bugün olduğu gibi, antik çağda da bir mesire yeri olarak kullanılabilmek amacıyla büyük malikâneleryaptırmışlardır.

Irmak Tanrısının kızı olan Daphne, bir “Su Perisi”; Apollon ise “Işık Tanrısı”dır. Altından bir lir çalar. Hastalıkları iyileştirme sanatını insanlara o öğretmiştir. Mitolojiye göre Daphne kırlarda gezinirken Apollon ile karşılaşır. Apollon ona aşık olur ve onu izlemeye başlar. Daphne kaçamaz, Toprak Tanrıçaya “Beni sakla kurtar “ diye yalvarır. Yakalandığı anda bir defne ağacına dönüşür, şimdiki Harbiye çağlayanlarının bulunduğu yerde toprağa kök salar. Vücudunu kabuklar kaplar, saçları yapraklara, kolları dallara dönüşür. O an Apollon ağaca sarılır ve ağlayarak; “Daphne! bundan sonra sen Apollon’un hiç solmayan kutsal ağacı olacaksın. Değerli kahramanlar, zafere ulaşanlar, hep senin dökülmeyen yapraklarından ördükleri çelenklerle alınlarını süsleyecekler.” Bu tatlı sözler üzerine Daphne, dallarını eğerek Apollon’u selamlar ve sessizce ağlar. Bugün hala coşkulu bir şekilde akan Harbiye Şelalelerinin Daphnenin gözyaşları olduğuna inanılır.